366 Hazinesi rivayetine göre, Osmanlı’yı savaşlarla yıkamayan Hristiyan devletleri onu içeriden çökertmek için 1800- 1900’lü yıllarda Rum, Ermeni, Bulgar ve diğer azınlıklarla, bazı Türklerden oluşan ve sayıları 800 kişiyi bulan gizli bir teşkilat kurarlar. Devletin en üst kademelerine sızan bu teşkilat hem bu bürokratlar, hem de korsan ve çeteler vasıtasıyla hazineyi soymaya başlar. Miktarı 374 tonu bulan altını ülkenin 12 farklı bölgesindeki 366 yere gömerler. Gömü alanlarına özel işaretler koyarlar, tuzaklar kurarlar ve yanıltıcı izler yerleştirirler.
Önemli deniz yollarını ve bölgeleri paylaşan bu teşkilatın korsan ve çete liderlerinden önemlileri Volçan Voyvoda, Pop Martin, Lefter, Topal Manol, Katırcı Yani, Emin Bey ve Emin Ağa’dır.
Bunlar içinde Topal Manol Güney Marmara bölgesinde, Bandırma ile Mudanya arasında soygunlar yapar. Kıyı köyleri onun zalimleri ve soygunlarından nasibini alır. Bir keresinde Canbazlar Köyü’nü basarak 32 kişiyi kesip uçurumdan attığı söylenir.
Denizdeki korsanlıkları yüzünden hiçbir tekne huzurlu bir yolculuk yapamaz hale gelir. Güney Marmara soyulup batırılmış teknelerle dolar. Sonunda 1887 yılının temmuzunda Meclis-i Bahriye, Korsan Manol’un takibi için iki teknelik bahriye gücü kurar. Bir yıllık aramalar netice vermez. Korsan soygunları azalır ancak köy baskınları artarak devam eder.
Korsan Manol Kurşunlu ile Malkara bölgesini kendine sığınak edinmiştir. Ganimetlerinin tamamını 123 parçaya bölerek buraya gömer. En büyük gömüsü gemi soygunundan elde ettiği 40 katırlık altınlardır. Gömülerin tamamını diğer teşkilat üyeleri gibi kayıt altına alır. Şunları yazar:
“Karadağ’ın bulunduğu mevkide Cenevizlerden kalma Ceneviz kalesi mevcuttur. Ceneviz kalesi adı ile izah ettiğim harabeliğin çevresinde 3 basamaklı açık mağara bulunmaktadır. Bu mağaranın yakınlarında yarı kaldırımlı bir yol yukarı yöne gitmektedir. İnce kaldırımlı yola belirli aralıklarla dikili 12 taşımız vardır. Ayrıca kale ile ince yolun çevresinde küçük bir dere içinde ana kaya üzerinde bir sofra resmi var. Sofra taşının çevresinde 4 adet dikili taşımız vardır. Karadağ’da açık bir mağara var. Ayrıca 3 tepeler vardır. Karadağ’ı ispatlayan özellik, açık mağara ile 3 tepelerdir. Karadağ’ın zirve ve çevresinde boyun noktalarında ana kayaya oyma tarzda bir geyik ile omuzunda bakraç, bir kadın eli, silahlı ayakları tokalı adeta zirveye tırmanmakta olan bir erkek resmi var..”
Korsan Topal Manol’ın zalimlikleri yaşlılığında da sona ermez. Köyleri, soymaya devam etmektedir. Bunlar içinde Fatma Sultan Çiftliği zenginliği nedeniyle sürekli uğrak yeridir. Gelmeden önce ziyafet ve eğlence hazırlığı yapılmasını ister, köy meydanında zevk için insanları döver ve kadınlara sataşır. Sonunda köy halkı çevredeki gözü pek adamların yardımını da alarak birlik oluştururlar. Manol’un sayıları 180’i bulan adamlarına karşı hazırlığa girişirler. Manol’un geleceğine yakın savaşmak için en uygun yer olan derenin içlerine çekilirler. Sinik köylülerin pısırıklığına alışmış Manol istediği hazırlıkların yapılmadığını gördüğünde derenin içlerine kaçtığını düşündüğü köylülere gereken cezayı vermek üzere tedbirsizce köylülerin üzerine gider. Köylüler silahlıdır. Silahları olmayanlar ise mızrak ve ok hazırlamışlardır. İlk karşılaşmada Korsan Manol göğsüne aldığı bir mızrak darbesiyle yere yığılır. Ölümü ani olur. Başsız kalan eşkıyayı püskürtmek kolay olur. Etrafa dağılan eşkıya bir haftalık takiple öldürülür. Onlardan kalan gemileri yakarlar.
Çete mensuplarından yalnız biri sağ kurtulabilmiştir O da define sırlarını ve gömülerin şifrelerini Vatikan papazlarına teslim eder. Onun gibi teşkilata bağlı tüm gömülerin sırları Vatikan’da toplanır. Vatikan Kütüphanesinde saklanmaya başlar. O günlerden sonra Vatikan’ın adamları belli aralıklarla Türkiye’ye gelerek defilerin yerlerini kontrol etmeye başlarlar. Uygun zamanlarda ise azar azar çıkartıp yurt dışına çıkarırlar.
Comments